XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya
XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya
II. Meşrutiyetin İlan Edilmesi – 1908
II. Meşrutiyet, Padişah II. Abdülhamit tarafından 23 Temmuz 1908’de ilan edildi. Abdülhamit’in I. Meşrutiyet‘i takip eden istibdat yönetimi meşrutiyet fikrini savunacak güçlü bir cemiyetin yani İttihat ve Terakki Cemiyeti‘nin kurulup, gelişmesine kadar sürdü.
II. Meşrutiyet Döneminin İç İşleri Bakanı Hilmi Ziya Paşa olmuştur. Ahmed Rıza’nın başkanlık yaptığı meclisin ilk toplantısı 24 Aralık 1908 tarihinde gerçekleşti. Bu dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti güç kazandı. Bu cemiyet tarafından desteklenen birçok milletvekili Mebusan Meclisine seçildi.
Tarihimizde ilk siyasi partiler de bu dönemde kurulmuştur. İttihat ve Terakki Fırkası, Ahrar (Hürler) Fırkası, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, bu partilerin en önemlileridir.
Dolayısıyla halk kitlelerinin siyasetle tanışması, hükümetlerin icraatlarına tepki gösteren bir kamuoyunun oluşması, II. Meşrutiyetin eseridir. Ayrıca kadınlara siyasal haklar tanınması da yine bu dönemde tartışılmıştır.
Böylece Il. Meşrutiyet yılları kısa süreli de olsa, hatta kimi zaman hükümet darbesi ve suikast gibi olaylara da sahne olsa, hür basın ve siyasi partilerin varlığı sebebiyle özgürlükçü ve çoğulcu bir demokratik parlamenter sistemin ilk deneyimlerinin yaşandığı bir dönem olarak tarihimize geçmiştir.
31 Mart Vakası – 1909
31 Mart Vakası, Rumi Takvim’e göre 31 Mart 1325’te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır. Osmanlı Devleti, 1912’de katıldığı Balkan savaşlarında ağır bir yenilgi alarak toprak kaybetti.Yaşanan bu toprak kayıpları ve yönetimsel bozukluk, muhaliflerin tepkisini yavaş yavaş çekmeye başlamıştı.Bunun için gizli bir şekilde örgütlenmeye başlayan İttihat ve Terakki Partisi mensupları, ülkeyi yöneten İkinci Abdülhamid’i devirmenin yollarını aramaya başladı.
Ülkenin elden gittiğini düşünen bu kesim için en önemli şey ise, Osmanlı İmparataorluğu’nun geleceği ve yaşamasıydı. Özellikle Batılı devletlerin Osmanlı üzerindeki hakimiyeti ve toprak istemesi İttihat ve Terakki’yi hızlı biçimde harakete geçirmiştir.
1908 yılında meşrutiyetin ilanı ile birlikte Osmanlı Devleti’nde yeni bir siyasal yapılanma ve yeni bir zihniyet yapısının yanı sıra, bu yeni zihniyetten rahatsızlık duyan bir kesim ortaya çıkmış, gerek sivil toplumda gerekse ordu içinde artan kutuplaşma ve gerginlikler isyan ortamı doğurmuştu.
Meşrutiyeti ilan etmiş olmasına rağmen iktidarı tam olarak ele geçirememiş olan ve hükümet üzerinde dolaylı bir denetim kuran İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, devlet kademelerinde kadrolaşması politik istikrarsızlığa yol açmıştı.
Cemiyet ile ters düşen memurların görevlerinden uzaklaştırılmaları, cemiyete girdiğini ispat için yemin etmeyenlerin tutuklanması, farklı siyasi oluşumlara hayat tanınmaması huzursuzluk nedeniydi.İttihat Terakki’yi ve hükümeti eleştiren gazetelere hatta bu gazeteleri satan bayilere baskı yapılması, isyan ortamını doğuran uygulamalardandı.
Bu ortamda meşrutiyetin ilanından birkaç ay sonra İstanbul’da irtica yanlısı birtakım küçük ayaklanmalar meydana geldi, ancak kısa sürede bastırıldı.7 Ekim 1908’de Fatih Camisi’nde Kör Ali ve İsmail Hakkı adlarında iki hocanın arkasına takılan halkın, Yıldız Sarayı’na kadar gidip meşrutiyet aleyhine gösteri yapmaları bu isyanlardandır.
Selanik’te bulunan Üçüncü ve Edirne’de bulunan İkinci Ordulara mensup askerlerin oluşturdukları isyan, Rumeli halkının gönüllü katıldığı Hareket Ordusu’nun İstanbul’a gelmesi ile bastırıldı.
Üç gün süren çarpışmaların ardından sıkıyönetim ilan edildi padişah II. Abdülhamid tahttan indirilip yerine V. Mehmed Reşad tahta çıktı.İsyana katılanlar ve destekleyenler yargılanarak 70 kişi idam edildi, 420 kişi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
İsyandan sonra, ülkeyi 33 sene yöneten Sultan İkinci Abdülhamid, İttihat ve Terakki mensuplarınca Yunanistan’a sürüldü. Burada uzun süre yaşayan Abdülhamid, hayatını kaybetti.
Bab-ı Ali Baskını – 1913
Hürriyet ve İtilaf Fırkası, 21 Kasım 1911 tarihinde Damat Ferit Paşa tarafından kuruldu. İttihat ve Terakki Fırkasına muhalif olan partinin içinde Rıza Tevfik Bölükbaşı ve Ali Kemal gibi dönemin önemli isimleri de yer alıyordu. Hürriyet ve İtilaf Fırkası ara seçimleri kazandı ve Osmanlı Hükümetinin başına Kamil Paşa getirildi. 1913 yılına gelindiğinde Bulgaristan, Kamil Paşa’dan Edirne’nin boşaltılmasını talep etti. Bunun üzerine Talat Bey ve Enver Bey’in başında olduğu İttihat ve Terakki hükümet binasını basarak askeri darbe gerçekleştirdi. Darbenin sonunda Kamil Paşa istifa etti. Yerine Mahmut Şevket Paşa getirildi.
Balkan Savaşları 1912 – 1913
Balkan savaşları 1. Ve 2. Balkan Savaşı olarak ikiye ayrılır. Balkanlar Osmanlı Devleti’nin en çok önemsediği ve en çok geliştirmeye çalıştığı bölgelerden biridir. Balkan toprakları iskan politikası ile bölgeye Türk ve Müslüman nüfusunun gönderildiği Osmanlı Devleti’nin en etkili olduğu Toprak parçalarıdır. Balkanlar’da bulunan milletler: Türk, Rum, Bulgar, Roman, Arnavut, Makedon, Sırp milletleri bir arada yaşamış ancak Balkan Savaşları bölgedeki dengeleri değiştirmiştir.
Milliyetçilik fikrinin ortaya çıkması ile Balkan Savaşları patlak vermiştir. Balkan Savaşları Bulgaristan bağımsızlığını kazandıktan sonra etkin bir bölgede etkin bir rol oynamaya hazırlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde Makedonya’da ıslahat yapması için baskı yapan Balkan devletleri Osmanlı Devleti bunu kabul etmeyince 1912 yılında Karadağ Osmanlı Devleti’ne saldırdı.
Uzun yıllardır savaşlar içinde bulunan Osmanlı Devleti Balkan ülkelerinin birleşerek kendisine açtığı 1. Balkan Savaşı’nı kaybetti. Bu savaşta Bulgarlar Çatalca’ya kadar geldi. Sırplar, Karadağlar, Yunanlılar ise Makedonya’yı işgal etti. Arnavutluk Balkan savaşları sırasında bağımsızlığını ilan etti. Geçici olarak İtalya’ya verilen Gökçeada ve Bozcaada dışındaki Ege Adaları Yunanlılar tarafından işgal edildi.
Balkan Savaşlarının Önemi
Balkan savaşları Balkan uluslarının birleşerek Osmanlı Devleti’nden Toprak alma düşünceleri ile başlatılan savaşlardır. Balkan savaşları sırasında zaten yorgun olan Osmanlı Devleti özellikle 1. Balkan Savaşı’ndan yenik olarak ayrılmıştır. Daha da güçsüz duruma düşmüştür. Trablusgarp’a büyük askeri birlikler gönderemeyen Osmanlı Devleti önemli subaylarını Trablusgarp’a göndermiş, ancak Balkan Savaşı’nın patlak vermesi üzerine gönderilen önemli Subaylar geri çağırılmıştır. Balkan Savaşları da aynı zamanda Trablusgarp’ın kaybedilmesinde de neden olmuştur.
Balkan Savaşları Nedenleri:
» Balkan Savaşları birçok nedenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Özellikle;
» 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik fikirleri
» Rusya’nın Balkanlar üzerinde Panslavizm politikasını uygulaması ve bu ulusları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtması
» Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp Savaşı’nda bulunması
» Balkanlar’dan Anadolu’ya Türk göçleri gerçekleştirilmiştir.
» İkinci Balkan Savaşı’nın nedeni ise; Bulgaristan’ın diğer Balkan Devletleri’ne göre daha çok toprak alması Yunanistan, Karadağ, Sırbistan ve 1. Balkan Savaşı’na katılmayan Romanya Bulgaristan’a karşı birleşmesi ile meydana gelmiştir.
Balkan Savaşları Sonuçları:
» Ege Denizi’nde Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti sona ermiştir.
» Balkan Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti Edirne ve Kırklareli dahil midye-enez hattının batısında kalan bütün toprakları kaybetti.
» Birinci Balkan Savaşı’ndan sonra Osmanlıcılık Fikri başarılı olmayacağı anlaşılarak Türkçülük Fikri ön plana çıktı.
» Birinci Balkan Savaşı’ndan en karlı çıkan devlet Bulgaristan olmuş, bu durum 2. Balkan Savaşı’na neden olmuştur.
» Bulgaristan bu dönemde çok güçlenmiş Osmanlı Devleti’nden alınan Topraklar Balkan devletleri tarafından paylaşılamamıştır.
» 1. Balkan Savaşı Osmanlı Devleti’ne karşı yapılırken II. Balkan Savaşı Bulgaristan’a karşı diğer diğer balkan devletleri ve Osmanlı Devleti’nin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
I. Dünya Savaşı – 28 Temmuz 1914- / 11 Kasım 1918
Nedenleri
Savaşların yaşanmasının özel nedenleri olmakla birlikte genel nedenleri vardır. Dünyanın büyük ülkeleri, küçük ülkeleri istedikleri şekilde yönlendirebilirler ve ülkelerin yer altı kaynaklarını da istedikleri gibi kullanabilirler. Fransa’nın uzun dönem sömürgesi altında tuttuğu Afrika ülkeleri bunun en açık örneklerindendir. Ancak bazı ülkeler, büyük ülkelere karşı güçlerini gösterebildikleri için bu ülkeleri işgal altında tutmak zorlaşır ve bu da “ülkeler savaşının” dünya savaşına dönmesine neden olur. Birinci dünya savaşı nedenleri şunlardır;
» Ham madde ve sömürge arayışı,
» Almanya ile İngiltere arasında yaşanan ekonomik rekabet,
» Silahlanmanın hızla yayılması,
» Fransız ihtilalinin neden olduğu “milletçilik” akımının etkisi,
» Fransızların “Alsos-Loren” bölgesini Almanlardan geri istemesi,
» Devletler arasında meydana gelen bloklaşma,
» Rusya ile Avusturya’nın Balkanlar üzerinde çıkar çatışmasına girmesi,
» Siyasi birliği geç tamamlayan Almanya ile İtalya’da siyasi dengelerin değişmesi, birinci dünya savaşının nedenleridir.
Sonuçları
» Birinci Dünya Savaşının en önemli sonuçları maddeler halinde şöyledir:
» Tarihin o güne kadar gördüğü en kanlı savaştır. Toplam olarak, yaklaşık 40 milyona yakın insan öldü veya yaralandı.
» Avrupa’nın siyasi haritası değişti. İmparatorluklar parçalandı, birçok yeni devlet kuruldu.
» Avrupa’da güç dengeleri değişti. Almanya zayıflarken İngiltere ve Fransa ön plana çıktı.
» Savaşı kaybeden devletler ağır şartlara mahkum edildiler. Bu durum İkinci Dünya Savaşını doğuran faktörlerden biridir.
» Avrupa’da yeni siyasi ideolojiler ve rejimler ortaya çıktı.
» Milletler Cemiyeti kuruldu.
kaynakça:www.basarisiralamalari.com
Post Comment
Hiç yorum yok